Tahtakale piyasası (Ekonomi)
Türkiye’ de geleneksel olarak serbest döviz piyasasının toplandığı yer.
İstanbul’ da Kapalıçarşı’mn çıkışında Ağa Sokak üzerinde faaliyet gösterir. İsmini bulunduğu bu yerden alır, ancak “Tahtakale” deyimi serbest döviz piyasasını ifade eden bir kurum haline gelmiştir. 1983 Aralığında Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu hakkında 30 Sayılı Kararname çıkartılmadan önce Türkiye’de resmi makamların dışında döviz alım satımında bulunmak yasalara göre suçtu. Ancak bu yasaklar bir döviz karaborsasının ortaya çıkmasını önleyememiştir. İşte o günler Tahtakale Piyasası döviz karaborsasının merkezi durumunda idi.
Burası aynı zamanda altın karaborsasının da merkezi sayılırdı. Fakat adı geçen Kararname ve ondan sonra Ağustos 1989 da çıkartılan 32 sayılı Kararname ile özel kişiler tarafından döviz işlemlerinin yapılması serbest bırakılınca Tahtakale de bir “kara” borsa olmaktan çıkmış ve yasal bir serbest döviz piyasası durumuna gelmiştir. Tahtakale piyasası “kurye” sistemi ile çalışır. Bu işlemleri yapan ve çoğu aynı zamanda kuyumculukla uğraşan tüccarların Londra ve Zürih gibi önde gelen borsalarla teleks ve faks bağlantıları vardır. Bu borsalardaki anlık değişmeleri hemen alıp değerlendirir, telefon veya kuryeler aracılığıyla birbirine duyururlar. Bu sistemde Türkiye’de belirlenen fiyat en geç bir saat içinde ülkenin diğer yörelerindeki ilgililere aktarılır. Tahtakale piyasasının iki yönü vardır, tç ve dış manipülasyon. iç manipülasyonda en önemli görev kuryelere düşer. Bunlar alış-veriş için gereken parayı taşırlar. Buraya daha çok dövize acil ihtiyacı olan kişi ve kuruluşlar başvurur.
Kapalıçarşı’nın girişinde Ağa Sokak’ta kurulan ayaküstü borsada döviz kuryeleri aldıkları talimatlara göre, alış verişi yönetirler. Ağızlardan dolar, mark sözcükleri yerine “tam”, “çeyrek” ya da “çikolata” gibi terimleri çıkar. Ancak döviz işinde en önemli olay dış manipülasyon denen işlemdir. Bu, şirketlerin döviz gereksinimine acil ihtiyaç duyduğu dönemde ya da yurt dışına servet kaçırma gibi işlerde kendini gösterir. Bu sistemde örneğin bir ithalatçı şirket diyelim ki dövize ihtiyaç duydu ve yine bir vergi iadesi alabilmek için yüksek bedelden malını satmak istiyor. Yurt dışında malı sattığı firmadan da fatura almış ancak dövizi Türkiye’ye sokması gerek. işte bu sırada devreye Tahtakale’nin uzmanlan girer. Türkiye’de şirket ile bu kişiler arasında bir anlaşma yapılır. Yurt dışındaki bir bankaya dövizler bu şirket hesabına yatar. Türkiye’deki ihracatçı ise, dövizin karşılığı olan Türk Lirası’nı Tahtakale’ye öder. Tahtakale’de iş yapabilmenin temel prensibi, “güven’’dir. Çünkü ortada ne bir belge ne bir yazılı kağıt vardır. “Aldım, sattım” kuralıyla işler yürütülür.