Saray nedir?
Devlet başkanlarının, özellikle hükümdarların oturdukları büyük, süslü ve geniş yapılardır. Bazı büyük işlerin içinde görüldüğü büyük yapılara da saray denir. «Kültür Sarayı», «Spor ve Sergi Sarayı» gibi. Saraylar Doğuda olsun Batıda olsun soydan gelme hükümdarlık müessesesinin doğmasından sonra ortaya çıktı. Saray yaptırmaya verilen önem özellikle İlk Çağ’dan sonra arttı. İhtişamlı saraylar daha çok Ortaçağ ve daha sonraları yapıldı.
Anadolu'ya yerleşen Türkler, Konya'da Selçuklu Devleti'ni kurdukları zaman bir saray sitesi meydana getirdiler. Osmanlılar'da da saray yaptırma Yıldırım Bayezit devrine rastlar. Bursa'da Muradi'yenin üst taraflarında bugün de temelleri ve bölümleri görülen yapı ilk Osmanlı sarayıdır. İkinci başkent Edirne'de de Murat II tarafından büyük bir saray yaptırılmıştı. Bugün bu sarayın bazı kalıntılarının bulunduğu yere «Saray içi» denir.
Osmanlı padişahlarının ilk büyük ve ihtişamlı sarayı budur. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u aldıktan sonra Bizans saraylarını yıkıntı halinde buldu. Bunun üzerine 1458'de tamamlanan Beyazıt'taki «Eski Saray» t, 1472'de de Topkapı Sarayı'm yaptırdı. Geniş surlarla çevrili olan bu saray, hem padişahların meskeni, hem de bir çeşit hükümet konağıydı. Topkapı Sarayı bugünkü haline gelinceye kadar türlü değişiklikler geçirdi. Hemen her padişah buraya yeni bir yapı ekledi. Beyazıt'taki Eski Saray, onarılarak uzun süre kullanıldı. 1870'de Abdülaziz bu sarayı bütünüyle yıktırdı.
Yerine bugün tıp ve hukuk fakültelerinin bulunduğu büyük binayı yaptırdı. İstanbul'da fetihten sonra birçok padişah tarafından şehrin çeşitli yerlerinde yüzlerce saray yaptırıldı. Çoğu tahtadan olan bu sarayların ekseriyeti yandı, harap oldu, yıkıldı, ya da yıktırıldı. Bunların dışında hala ayakta duran saraylardan büyük bir kısmı 19. yüzyılda yapıldı. Bunların başlıcaları: Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı'dır.
İstanbul'da Bizans çağında çok büyük, ihtişamlı saraylar vardı. Bunlardan en önemlisi bugün Ayasofya önünden başlayıp Ticari İlimler Akademisi'nin güneyinde, Marmara kıyısında son bulan «Büyük Saray» dı. Konstantin tarafından kurulan bu saray, 12. yüzyıla kadar kullanıldı. Öteki Bizans sarayları arasında Balat ve Ayvansaray sırtları üzerindeki «Blakhernai», Edirnekapı'daki «Tekfur Sarayı» ve «Forum» denilen şimdiki Hürriyet Meydanının güneyinde bulunan «Senato Sarayı» en ünlüleridir.
Topkapı Sarayı
15-19 uncu yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezinde bulunan Topkapı Sarayı, labirentleriyle, Boğaz Haliç ve Marmara Denizi'nin sularının karıştığı noktada, bir kara parçası üzerinde yer almaktadır. Yeni sarayın (Topkapı Sarayının) yapımına 1466'dan sonra başlanmış ve Fatih ölmeden birkaç sene önce 1478'de tamamlanmıştır. Bu saray diğer Avrupa Sarayları gibi tek bir binada olmayıp çeşitli köşk ve dairelerden oluşmuştur İlk olarak yapılan Çinili Köşk Sırça Saray'dır ve 1472'de bitmiştir. Orta Asya mimarisi karakterinde ve iki katlı köşk 1875'te Arkeoloji 1908 senesinde de Türk İslam Eserleri Müzesi olmuştur.
1953'te ise Fatih Eserleri Müzesi olarak açılmıştır. Çinili Köşkü, Kubbealtı Arzodası Hasoda Hazine, Kiler ve Seferliler gibi koğuşlar mutfakların bir kısmı, hastalar odası hamam şimdi kütüphane olan Ağalar Cami, ahır ve diğer binaların yapımı izlemiş ve son olarak da yapı 1478'de Saray surlarının ve Bab-ı Humayun denen Sultanahmet yönündeki asıl kapının inşaatı ile tamamlanmıştır. Fatih devrinde ortalama 750 kişi olan saray halkı gittikçe artmış ve XIX. yüzyılda normal günlerde 5000, bayram günleri gibi fevkalade zamanlarda ise 10.000'i bulmuştur. Bu sebeple bu saraya zamanla yeni yeni ilaveler yapılmıştır.
Topkapı Sarayı Harem kısmı III. Sultan Murat devrinde 1574 – 1595 yıllarında yapılmış ve ondan sonra Bayazıt'daki harem halkı buraya nakledilmiştir. XIX. yüzyıl başlarında harem halkı 474 kişi idi. Harem'e girerken Kızlar Ağası Dairesi ve onun üst katında da küçük şehzadelerle Sultanlar için Şehzadeler Mektebi vardı. Sarayda zamanla Enderun Mektebi, Hekimbaşı Odası, Enderun Eczanesi, iç avlulardaki köşklerle Sarayburnu sahillerinde yazlık köşkler yapılmış, mutfaklar, ahırlar genişletilmiş, yeni yeni cami ve kütüphaneler ilave edilmiştir.
Dolmabahçe Sarayı
19 uncu yüzyılda Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı'nın cephesi Boğaz'ın Avrupa kıyısında 600 m boyunca uzanmaktadır Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üsluplarının bir karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir. Sultan Abdülmecit'in mimarı Karabet Balyanın eseridir. Osmanlı Sultanlarının her devirde birçok sarayı bulunurdu. Ancak esas saray Topkapı, Dolmabahçe Saraylarının tamamlanmasından sonra terk edilmiştir. Dolmabahçe Sarayı üç katlı simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır.
Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan 4.5 tonluk muazzam kristal avizesi ileziyaretçileri hayrete düşürür. Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştır. Iç dekorasyonu, mobilyaları ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe Sarayı mevcut hiç bir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama sahiptir.
Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkarlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında Altınsüslemeleri ile dekore edilmiştir. Önemli oda ve salonlarda her şey aynı renk tona sahiptir. Bütün zeminler birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır. Meşhur Hereke ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde serilidir. Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi eserleri sarayın her yerini süsler. Pırıl pırıl kristal avize, şamdan ve şömineler sarayın pek çok odasında güzelliklerini sergiler. Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir. 36 m. yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4.5 ton olan devasa kristal avize asılı durur. Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile ısıtılırdı.
Saraya kalorifer ve Elektrik sistemi daha sonraları eklenmiştir. Altı hamamdan Selamlık bölümündeki, eşi olmayan, güzel oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrılmıştır. Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkarlar bölümleri bulunmaktadır. Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis edilmiştir. Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün Istanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanıldığı sarayda en önemli olay, 1938'de Atatürk'ün ölümüdür.
Sözlükte “saray” ne demek?
1. Hükümdarların ya da devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı; görkemli, iyi, zevkli döşenmiş yapı.
2. Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı.
3. Devlet başkanı ve çevresi.
Saray kelimesinin ingilizcesi
[Saray] n. palace, court, seraglio
Köken: Farsça