Ordu Nedir? Ordu Ne demek? – Bilgi Anahtari

Ordu (Silahlı kuvvetler) nedir?

Bir devletin silahlı kuvvetlerinin bütününe denir. İnsanlar İlkçağ'dan beri ordu kurmaya önem vermişlerdir. M.O. 4.000 yıllarında Sümerliler'in düzenli orduları olduğunu tarih kayıtları belirtmektedir. Daha sonra M.Ö. 1900- 1200 yıllarında Hititler'in ve Mısırlılar'ın da büyük çapta silahlı kuvvetler kullandıkları bilinmektedir. Asurlular ise M.O. 9. yüzyılda düzenli ordular kurmuşlar ve silahlı kuvvetler siyaset, ekonomi ve kültür alanlarına bünyelerinde etkili olmuştur.

Eski Yunanistan ve Isparta’da ise askerlik başlı başına bir sanattı. Özellikle Isparta’da erkek çocuklar deha çok küçük yaşlarından itibaren bir asker olarak yetiştirilirlerdi. Ayrıca askerlere özel imtiyazlar tanınırdı. Mesela Eski Yunan'da askerler toprak sahibi olurdu. Zenginler süvari, orta halliler piyade, fakirler ise hafif piyade ve deniz kuvvetlerinde forsa görevi görürlerdi.

Savaş taktiği denen usullerin tatbikine ise ilk defa Yunanlılar başlamışlardır. Kartaca orduları da disiplinli davranışları ile dikkati çekmişlerdir. Roma tarihi İse, doğrudan doğruya Roma ordularının tarihidir. Savaş taktikleri Romalılar tarafından geliştirilmiş, Eski Yunan taktikleri geliştirilerek, önce İtalya yarımadasına hakim olunmuştur. 3. yüzyılda Roma ordularının mevcudu yarım milyonu bulmuş, süvariler en önemli birlikler haline gelirken, böylesine büyük bir ordu beslemek, koca bir imparatorluğun çöküşünü etkilemiştir.

Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasından sonra Bizans'ta savunma taktikleri geliştirilmiş, bu arada «Rum ateşi» denen yanıcı maddelerden yararlanılmaya başlanmıştır. Ortaçağ'da Avrupa'da ordular gelişmeye devam ederken, cesur ve disiplinli erleri İle istilacı Araplar, dikkati çekmiştir. Müslümanlara karşı kurulan Haçlı Orduları ise Hıristiyan ordularının kurulmasını sağlamıştır. Asya'da ise Moğollar ilk büyük ve disiplinli ordu örneklerini vermişlerdir. Bu arada Cengiz Han büyük bir taktikçi olarak sivrilmiştir.

ordu

Avrupa'da «Otuz Yıl Savaşları» ndan sonra ilk milli ordunun temeli İsveç Kralı Gustaf tarafından atılmıştır. 18. yüzyıldan itibaren bu usul bütün Avrupa ülkeleri arasında yaygınlaşmaya başlamıştır. Ayrıca topların gelişmesi de savaş taktiklerinde önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Napoteon'un deyimiyle, «top, ordu teşkilatında tam bir ihtilal yaratmıştır». 19. yüzyılda ise bütün vatandaşların askerlik görevi yapmaları bir zorunluluk halini almıştır. Bir milletin varlığını ancak bu sayede koruyabileceği daha iyi anlaşılmıştır.

Amerikan İç Savaşı ise, modern orduların ilk büyük savaşıdır. Kuzey ve Güneyliler yüz binlerle ifade edilen ordularla kozlarını paylaşmak için savaş alanlarına çıkmışlardır. Ayrıca ilk zırhlılar, denizaltılar, demiryolu ve telgraf da bu savaşta kullanılmıştır. Birinci Dünya Savaşı ise orduların milyona yaklaşan mevcutlarla ve modern silahlarla, çok geniş çapta savaş alanlarında boy gösterdikleri ilk savaş olmuştur. İkinci Dünya Savaşı'nda ordular artık milyonlarla hesap edilmeye başlanmıştır. Ayrıca zırhlı birlikler ve uçaklar savaş taktiklerini altüst etmiştir. Savaşın sonunda geliştirilen güdümlü füzeler (V- l'ler ve V-2'ler) ve nihayet atom bombası, yeni bir savaş stratejisi doğurmuştur.

Modern bir ordunun, birçok farklı birimi (sınıfı) vardır. Piyade birlikleri yaya olarak muhabereye katılırlar, fakat makineli silahlarla ve el bombası yanında özel silah ve teçhizatla donatılmışlardır. Muhabere birlikleri bilgi toplar ve iletişimden sorumludur. Topçu birlikleri düşmanı top ateşine tutarak piyade birliklerine destek olur. Tank birlikleri önemli bir savaştaki esas saldırı araçlarıdır, istihkam birlikleri yollar, köprüler ve tren yolları yapar, mayınlan temizler, nehir geçişlerini ve mayınlı bölgeleri kontrol eder.

Hava ve paraşüt birliklerine ilaveten sağlık, yiyecek ve istihbarat birlikleri vardır. Mühimmat birlikleri gerekli tüm ihtiyaçları sağlarlar. Nakliye birlikleri zırhlı birlik taşıyıcıları, helikopterler, amfibi karaya çıkarma gemileri (karada ve denizde seyahat eden) ve kamyon filolarını kullanarak hareket ederler.

Bugün modern ordular genellikle üç bölüme ayrılır:

Kara kuvvetleri: Başlıca sınıfları piyade, topçu, tank, istihkam, muhabere, levazım ve ordonat'tır.
Deniz kuvvetleri: Çeşitli sınıflarda savaş gemilerinin meydana getirdiği donanmadan kuruludur. Denizaltılar son zamanlarda büyük önem kazanmıştır.
Hava kuvvetleri: Çeşitli savaş filolarından meydana gelir. Tepkili uçakların geliştirilmesiyle beraber son derece önemli stratejik bir önem kazanmışlardır.

Ordu (şehir)

Doğu Karadeniz Bölgesinin kapısı konumundaki Ordu ili, doğa güzellikleri, bitki örtüsü, mavi ve yeşilin kucaklaştığı kıyıları, koy ve kumsalları, hemen kıyı şeridinden başlayan dağları, yükseltilerindeki uçsuz  bucaksız ve birbirinden güzel yaylaları ile tarihin yanı sıra kültür ve doğa turizminde de geleceği parlak bir şehirdir. 100 km.lik kıyı şeridi bulunan Ordu ili’nin 60 km.lik kıyı bölümü kumsallardan oluşmaktadır.

Bu özelliği ile diğer Karadeniz illerinden farklı bir yapıya sahiptir. Yörenin dağlar ve ormanlar ile kaplı olması, zengin florası ve sukuneti ziyaretçiler için çekici bir  özellik olarak kabul edilmektedir. Ordu ilinin sosyal ve kültürel yapısı, turizmin gelişmesi için de oldukça  uygundur.  Henüz doğallığını koruyan ve diğer illere göre bozulmamış kıyılarımız, deniz turizmi potansiyelimizi  oluşturmaktadır.

İsminin menşei

1071’den sonra Anadolu Fatihi Kutalmışoğlu Süleyman Şah emrindeki Selçuklu Türk Ordusu, fethettiği yerlerde, tarihi Türk geleneğine uyarak beğendikleri yerlere derhal bir şehir kurmayı adet edinmişlerdi. Ordu civarını fetheden Selçuklu Türkleri, bu bölgenin güzelliği karşısında hayran kaldılar ve Ordu’nun temelini attılar. Kurulan şehre “Ordu ili” dendi. Zamanla bu isim Ordu olarak yerleşti.

Tarihi

Ordu ilinin bulunduğu toprakların tarihi çok eski devirlere dayanır. Anadolu’ya hakim olan Hititlerin sınırında fakat Hitit hakimiyetinin dışında kalan bu bölge, Hitit Devletinin yıkılışından sonra, mirasını paylaşan Frikya ve Lidya devletlerinin de, hakimiyetine geçmemiştir. Ancak Batı Anadolu (İyonyalı) tacirler, burada ticari koloniler kurdular. M.Ö. 6. asırda Persler, Anadolu’nun büyük kısmını ve bu bölgeyi ele geçirdiler.

ordu

Makedonya Kralı İskender, M.Ö. 4. asırda Pers Devletine son verince; İran asıllı fakat Rumca konuşan ve eski Yunan kültürünün potasında erimiş Pontus Devleti, bu bölgeyi ve Karadeniz sahilleriyle Kırım’ı ele geçirdiler. Roma İmparatorluğu M.Ö. 1. asırda Pontus Devletine son vererek kendisine ilhak etti. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, Anadolu gibi bu bölge de Bizans’ın payına düştü. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra bu bölge, bütün Anadolu gibi AnadoluFatihi ve Anadolu’da Türk Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından fethedildi.

1204’te Dördüncü Haçlı Seferi sonrasında kurulan Trabzon rum İmparatorluğu bu topraklara hakim oldu. Bağımsız olmasına rağmen Konya Selçuklularına tabi olan bu imparatorluğun toprakları gittikçe daraldı. Devamlı Türkmen göçleriyle Türkleşen bölge, 1346’da Canik Beyliğini kuran Hacıeminoğullarının idaresine geçti. 1391’de yıldırım Bayezid Han, tarafından bölge toprakları Osmanlı Devletine katıldı.

1402 senesinde Sultan Bayezid’i yenen Timur Han, bölgeyi tekrar Hacıeminoğullarına verdi. Fatih Sultan Mehmed Han 1461’de Trabzon Rum Pontus Devletini ortadan kaldırarak, bütün bu bölgeyi kesin olarak Osmanlı Devletine kattı. Osmanlı devrinde Ordu, Trabzon eyaletinin bir kazası idi. 1883’te büyük bir yangın geçiren Ordu, yeniden imar edildi ve cumhuriyet devrinde il merkezi oldu.

Fiziki yapı

Ordu il toprakları çok dağlıktır. Ovalarının miktarı sadece % 0,5’tir. % 83,5 dağlık ve % 16’sı platolardan meydana gelir.

Dağlar: En önemlileri Canik ve Karagöl Dağlarıdır. Canik Dağları Karadeniz’e ve güney sınırına paralel olarak uzanır. Karagöl Dağı ise Ordu-Giresun sınırında yer alır. Karagöl Dağı 3105 m, Göndeliç Tepesi 2789 m, Seyir Tepesi 2103 m yüksekliğe sahiptir. CanikDağları üzerinde Gürgentepe Geçidiyle Haçbeli Geçidi bulunur. Bu geçitlerle Ordu Sivas’a bağlanır. Canik Dağlarından çıkan ve Karadeniz’e dökülen sular bazı plato ve yaylalar meydana getirmişlerdir. Bazı yerleri 2000 metreyi geçer. Yaylalar bitki örtüsü bakımından zengindir ve küçükbaş hayvancılığa müsaittirler. Çambaşı, Keyf Alanı, Perşembe, Düzdağ, Yedigöz ve Güllüyazı başlıca yaylalarıdır.

Ovalar: Ordu ilinde geniş ova yoktur. Kıyıda ve akarsu boylarında bazı düzlükler vardır. Bu düzlükler ise çok verimlidir.

Akarsular: Kıyı dağlardan çıkarak Karadeniz’e dökülen pekçok akarsu vardır. Bunların çoğu kısa ve düzensiz akışlı, yağış mevsiminde taşan akarsulardır. Büyük akarsuları ise 160 km uzunlukta melek Çayı, 60 km uzunlukta Bülbül Deresi ile bunların arasında akan Çivil Deresidir. Bulaman Çayı, Turna Suyu, Akçay ve Elekçi Deresi ve daha birçok irili ufaklı akarsu vardır.

Göller: İl topraklarında büyük göl yoktur. Sadece buzul göller vardır. Karagöl Dağının 3000 m yükseklikteki krater gölü, 15 km uzağındaki Ulugöl ve Fatsa yakınındaki Gaga Gölüdür.

İklim ve bitki örtüsü

İklim: Ordu ilinde tipik Karadeniz iklimi hüküm sürer. Kışlar ılık yazlar ise serin geçer. Sahilden içeriye indikçe kara iklimi görülür. Canik Dağları kuzeyden gelen soğuk kuzey rüzgarlarına set olur. Bu rüzgarların getirdiği yağmur bulutlarının Ordu içinde yağmura dönmesinde rol oynar. Isı senede en fazla 10 gün O°C’nin altına düşer. Karın yerde kalma müddeti 10 günü geçmez. Senenin 150 günü yağışlı geçer.

Bitki örtüsü: Ordu il toprakları yaz ve kış yemyeşildir. Kıyılarının ılık ve bol yağışlı olması, bitki örtüsünün zengin olmasını temin etmektedir. Kıyı şeridi 1500 m yüksekliğe kadar meyve ağaçları, ormanlar ve fundalıklarla kaplıdır. Ordunun Karadeniz kıyısında Akdeniz bitkilerine rastlanır. Geniş fındık bahçeleri yanında incir, mandalina, portakal ve limon gibi meyvelerle mersin ve defne ağaçları oldukça çoktur.

Ekonomi: İlin ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır. Faal nüfusun % 80’i tarım sektöründe çalışır. Son senelerde sanayi de gelişmiştir.

Tarım: Ordu ilinde ekime müsait topraklar çok azdır. Fakat iklimi yumuşak ve yağış boldur. Ekilemeyen yamaçlara fındık ağacı dikilir. Ordu’da tarım fındık demektir. Fındık aslında bir orman ağacıdır. İl dahilinde fındık ağacı sayısı 100 milyona yaklaşmaktadır. Bunlardan ortalama 80.000 ton fındık elde edilir. Fındığın yetiştiği bölgeler; merkez ilçe (Ordu), Fatsa, Ünye, Ulubey ve Perşembe ilçeleridir. Fındıktan sonra yetişen diğer tarım ürünleri mısır, patates, fasulye, soya, buğday ve arpadır. Bunların dışında turunçgiller, çay, lahana ve barbunya da yetişir.

1970’te sadece bir harman makinası bulunurken 1985’te 7.000’e yaklaşmıştır. Arazi engebeli olduğu için traktör sayısı azdır. Türkiye’de en çok fındık Ordu’da yetişir. Türkiye’deki fındık ağaçlarının dörtte biri bu ildedir. Ordu’nun tombul fındık cinsi bütün dünyada meşhurdur. Dışarıya satılarak döviz temin edilir. Fındık, Ordu ilinin her şeyidir. Senelerce önce sadece sahil bölgesinde fındık yetişirken bugün yüksek bölgelerde de yetişmeye başlamıştır.

Hayvancılık: Ordu ilindeki yaylalar hayvancılığa elverişlidir. Aybastı, Gölköy, Mesudiye ve Korgan ilçelerinde hayvancılık çok gelişmiştir. En çok koyun ve sığır beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Balıkçılık oldukça ileri durumdadır. En çok avlanan balıklar hamsi, istavrit, kefal, mezgit, kalkan ve barbunyadır. Ayrıca kara sularında bol miktarda palamut, torik, zargana ve uskumru bulunur.

Ormancılık: Ordu ili orman bakımından çok zengindir. İl topraklarının % 41’i ormandır. Ormanlarda ladin, köknar, kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, kestane, kavak, sarıçam ve Akçaağaç bulunur. İl dahilinde 200 bin hektar orman ve 50 bin hektara yakın fundalık vardır. Senede ortalama 250 bin m 3 sanayi odunu ve 125 bin ster yakacak odunu elde edilir. 122 köy orman içinde ve 145 köy orman bitişiğindedir.

Madenler: Ordu ili maden bakımından zengin sayılmaz. İl dahilinde kurşunla karışık çinko, bakır, kil ve Aybastı ile Gölköy arasında linyit yatakları vardır.

Sanayi: Ordu ilinde sanayi 1970’ten sonra gelişmiştir. On ve daha fazla işçi çalıştıran sanayi işyeri sayısı 120’yi aşmış olup, bunun 35’i fındığı kabuğundan ayırarak iç fındık haline getiren fabrikalardır. Fındığı işleyerek, iç ve dış pazarlara süren en modern tesis, Sagra Tesisleridir. Diğer sanayi kuruluşları lastik ve ayakkabı fabrikası, yem fabrikası, un fabrikaları, balık yağı fabrikası, soya yağı fabrikası, çimento fabrikası, tuğla fabrikaları, kereste fabrikaları, tel çivi fabrikası ve gemi atölyeleridir.

Ulaşım: Ulaşım kara ve deniz yolu ile sağlanır. Ordu, Doğu Karadeniz illerini birbirine bağlayan ve kıyıya paralel olarak uzanan devlet kara yolları üzerindedir. İl dahilinde 325 km devlet yolu ve 400 km il yolu bulunur. Ordu’da 78 m boyunda 9 m eninde bir balıkçı barınağı adı verilen çekek vardır. Buraya 30 balıkçı teknesi yanaşır. Vapur iskelesine aynı anda iki büyük gemi, 6 büyük ve 10 küçük motor yanaşır. Yük taşımaya müsait değildir. Ordu ihraç ettiği fındığını Giresun limanı ile sevk eder. Perşembe ve Fatsa ilçelerinde birer motor iskelesi ve birer balıkçı barınağı, Ünye’de sadece iskele vardır.

Nüfus ve sosyal hayat

Nüfus: 1990 nüfus sayımına göre toplam nüfusu 830.105 olup, 336.820’si il ve ilçe merkezlerinde 493.285’i köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 6001 km 2 ve nüfus yoğunluğu 138’dir.

Örf ve Adetleri: Ordu ve çevresinde eski çağlardan bu yana birçok millet ve kültür hakim olmuşsa da, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra devamlı Türkmen boyları gelerek 12. asırda tamamen Türkleşmiştir. Çepni Türkmenlerinin kurduğu Hacıemiroğlu Beyliği buraya hakim olduğunda bölgenin çoğunluğunu Türkmenler teşkil ediyordu. 1877-1878 Türk-Rus Harbinden sonra Kırım ve Kafkasya’dan gelen kalabalık Türk topluluğu da bu bölgeye yerleşti. On ikinci asırdan bu yana Ordu ve çevresinde Türk-İslam kültürü hakim olmuştur.

Mahalli kıyafet: Kadınlar başa çember veya yaşmak örterler. Gövdeye içlik denilen buluz ve onun üstüne cepken, alta şalvar giyilir. Üzerinde peştemal bulunur. Erkekler başlarına Kabalak denilen bir başlık sararlar. Uzun kollu içlik ve üzerine avcı yeleği, bundan sonra da aba giyilir. Pantolonun yerini zıpka, ayakkabının yerini sapuk denilen yarım çizme alır. Abayı belden kemerle sararlar.

Halk oyunları: Halk müziği Karadeniz bölgesi ile İç Anadolu’nun kuzey kısmının özelliğini taşır. Mahalli halk oyunlarının cinsleri; Samak, horon, halay ve Kafkasya oyunlarıdır. Başlıca oyunları ise, horon, dik horon, düz hava, karşılama, mendil oyunu, milli horon, düz hava, karşılama, mendil oyunu, milli horon, boztepe horonu, sarı kız, sürümek, zamak ve kol oyunudur.

Mahalli yemekler: Hamsili pilav, karalahana çorbası, karalahana sarması ve Ünye pilavı, hamsi tava, hamsi buğulaması, içli hamsi, pancar sarması, mısır çorbası, çerkez tavuğu, tirmit (mantar), yumurtalı sakarca ve yağlıdır.

Eğitim: Okur yazar nispeti % 75 civarındadır. İlde 28 anaokulu, 1088 ilkokul, 108 ortaokul, 12 meslek ve teknik ortaokul, 19 lise, 23 mesleki ve teknik lise vardır (1993). Yüksek okul olarak sadece Meslek Yüksek Okulu vardır. Ordu ili karakucak güreşinde ve çeşitli spor dallarında şampiyonlar yetiştirmiştir.

İlçeleri

Ordu’nun biri merkez olmak üzere on dokuz ilçesi vardır.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 142.075 olup, 102.107’si ilçe merkezinde, 39.968’i köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları dar kıyı ovası ve hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Dağlar kızılağaç, gürgen, meşe, kayın, ladin, köknar ve sarıçam ormanları ile kaplıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır.

Başlıca tarım ürünleri; fındık, mısır, patates, fasulye ve sebzedir. Kıyı kesimlerinde balıkçılık, iç kesimlerde ise hayvancılık yapılır. Sümerbank SoyaFabrikası, un, gıda, fındık ürünleri, fındık kırma, orman ürünleri fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır. İlçe merkezi. Boztepe’nin eteğinde ve Kirazlimanı kıyısında kurulmuştur. 1888 yangınından sonra planlı bir şekilde kurulan Ordu, Karadeniz’in en genç şehridir. Samsun-Giresun sahil yolu ilçeden geçer. İlçe belediyesi Cumhuriyetten önce kurulmuştur.

Akkuş: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 48.889 olup, 6236’sı ilçe merkezinde, 42.653’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 43 köyü vardır. Yüzölçümü 666 km 2 olup, nüfus yoğunluğu 73’tür. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağlar akarsu vadileriyle parçalanmıştır. Başlıca akarsuları Karakuş ve Bolaman çaylarıdır. Dağlar zengin ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi ormancılığa dayanır. Tarım sınırlı alanda yapılır. Başlıca tarım ürünleri fındık, ceviz, patates ve mahleptir. Bazı orman köylerinde arıcılık ve tavukçuluk yapılır. Yaylacılık yöntemiyle hayvancılık da gelişmiştir. Kereste fabrikası başlıca sanayi kuruluşudur. İlçe merkezi, Ünye-Niksar karayolu üzerindedir. İl merkezine 145 km mesafededir. Eski ismi Karakuş idi. 1954’te ilçe olan Akkuş’un belediyesi aynı sene kurulmuştur.

Aybastı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 32.452 olup, 17.143’ü ilçe merkezinde, 15.309’u köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları dağlık olup, Canik Dağları ile kaplıdır. Dağlarda yüksek yaylalar vardır. Küçük akarsular, vadilerle dağları parçalamıştır. Akarsu vadilerinde küçük düzlükler vardır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, buğday, mısır ve fındıktır.

Yayla hayvancılığı ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. En çok koyun ve sığır beslenir. İlçe topraklarında linyit yatakları vardır. İlçe merkezi, Canik Dağlarının kuzey eteklerinde, Bolaman Çayının kollarından biri kenarında kurulmuştur. İl merkezine 137 km mesafededir. 1960’ta ilçe merkezi olan Aybastı’nın belediyesi 1954’te kurulmuştur.

Çamaş: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 15.331 olup 10.430’u ilçe merkezinde, 4901’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 6 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağlar akarsu vadileriyle derin bir şekilde parçalanmış olup, zengin bir ormanla kaplıdır. Başlıca akarsuyu Bolaman Çayı ve kollarıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır ve soya fasulyesidir. Yüksek kesimlerde hayvancılık yapılır. İlçe merkezi Canik Dağlarının eteklerinde kurulmuştur. Fatsa’ya bağlı bir bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu. Belediyesi 1975’te kurulmuştur.

Çatalpınar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 17.165 olup 4630’u ilçe merkezinde, 12.535’i köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Akarsu vadilerinde küçük düzlükler vardır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır ve soya fasulyesidir. Yüksek kesimlerde hayvancılık yapılır. Fatsa’ya bağlı belediyelik bir köyken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu. İlçe belediyesi 1973’te kurulmuştur.

Çaybaşı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.721 olup, 6526’sı ilçe merkezinde, 15.195’i köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağları parçalayan akarsu vadilerinde küçük düzlükler vardır. Başlıca akarsuyu Cirit Deresidir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık ve mısırdır. Yüksek kesimlerde yaylacılık metoduyla daha çok büyük baş hayvan besiciliği yapılır. İlçe merkezi, Canik Dağları eteklerinde, Cirit Deresi kenarında kurulmuştur. Ünye’ye bağlı bir bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu.

Fatsa: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 94.789 olup, 39.467’si ilçe merkezinde, 55.322’si köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları kıyı ovası ve hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Dağlar orta yükseklikte olup, Canik Dağlarının uzantılarıdır. Başlıca akarsuyu Bolaman Çayıdır. Bu akarsuyun getirdiği alüvyonlu topraklar, eskiden çok girintili olan koyu doldurarak Fatsa Ovasını meydana getirmiştir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, çay, mısır, elma ve armuttur. Hayvancılık ekonomik açıdan ikinci derecede gelir kaynağıdır. Yaylacılık metoduyla ençok sığır ve koyun beslenir. Kıyı kesimlerinde balıkçılık yapılır. Et kombinası ve fındık kırma atölyeleri başlıca sanayi kuruluşlarıdır. İlçe merkezi, deniz kıyısında kurulmuştur. Samsun-Ordu sahil yolu ilçeden geçer, İl merkezine 56 km mesafededir. İlçe kıyıya paralel olarak büyümektedir. Belediyesi 1876’da kurulmuştur.

Gölköy: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 53.896 olup, 18.149’u ilçe merkezinde, 35.747’si köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları dağlık olup Canik Dağları tamamını kaplar. Dağların akarsu vadileriyle parçalanmış kısımlarında yaylalar vardır. Başlıca akarsuları Bolaman ve Melet çaylarıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, fındık, armut ve elma olup, ayrıca az miktarda arpa, buğday ve fasulyedir.

Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve keçi beslenir. Ormancılık gelişmiş olup, başta kereste olmak üzere orman ürünleri ekonomide önemli yer tutar. İlçe topraklarında bakır, kurşun, çinko ve demir yatakları vardır. İlçe merkezi, Bolaman Çayının kollarından olan bir derenin kenarında kurulmuştur. Ordu-Sivas karayolu 2 km doğusundan geçer. İl merkezine 60 km mesafededir. 1936’da ilçe olan Gölköy’ün belediyesi aynı sene kurulmuştur.

Gülyalı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 10.150 olup, 4536’sı ilçe merkezinde, 5614’ü köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları kıyı ovası ve hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Başlıca akarsuyu Turnasuyu’dur. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır, patates, fasulye ve sebzedir. Kıyı kesimlerinde balıkçılık, iç kesimlerde hayvancılık yapılır. İlçe merkezi deniz kıyısında kurulmuştur. Ordu-Giresun sahil yolu ilçeden geçer. İl merkezine bağlı belediyelik bir köyken 19 Haziran 1987’de 3922 sayılı kanunla ilçe oldu.

Gürgentepe: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 38.405 olup, 17.076’sı ilçe merkezinde, 21.329’u köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Akarsu vadilerinde küçük düzlükler vardır. Başlıca akarsuyu Bolaman Çayıdır. Ekonomisi, tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, fındık, armut ve elmadır. Hayvancılık ve ormancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve keçi beslenir. Fatsa-Sivas karayolu ilçeden geçer. Gölköy’e bağlı belediyelik bir köyken 19 Haziran 1987’de 3922 sayılı kanunla ilçe oldu. Belediyesi 1955’te kurulmuştur.

İkizce: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 28.165 olup 6078’i ilçe merkezinde, 22.087’si köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları dağlıktır. Başlıca akarsuyu Akçay’dır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa bağlıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır ve pirinçtir. Ünye’ye bağlı belediyelik bir köyken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu.

Kabadüz: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 15.689 olup, 4866’sı ilçe merkezinde, 10.823’ü köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde düzdür. Güneyi Canik Dağlarının uzantıları ile kaplıdır. Başlıca akarsuyu Melet Çayıdır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, patates, fasulye ve sebzedir. Yaylacılık metoduyla en çok sığır ve koyun beslenir. İlçe merkezi Melet Çayı kıyısında kurulmuştur. Merkez ilçeye bağlı bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu.

Kabataş: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.335 olup, 8669’u ilçe merkezinde, 12.666’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 4 köyü vardır. İlçe toprakları Canik Dağları ile kaplıdır. Akarsu vadilerinde küçük düzlükler vardır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır ve fındıktır. Yayla hayvancılığı gelişmiştir. En çok koyun ve sığır beslenir. Aybastı ilçesine bağlı belediyelik bir köyken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu.

Korgan: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 36.699 olup, 13.171’i ilçe merkezinde, 23.528’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 206 km 2 olup, nüfus yoğunluğu 178’dir. İlçe topraklarını Canik Dağları engebelendirir. Dağlar akarsu vadileriyle parçalanmıştır. Başlıca akarsuları Elekçi Deresi ve Bolaman Çayıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, mısır ve fındık olup, ayrıca az miktarda elma, armut, buğday, arpa ve fasulye yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir. Arıcılık gelişmiştir. İlçe merkezi Elekçi Çayı vadisinde kurulmuştur. Küçük ve gelişmiş bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 91 km mesafededir. 1960’ta ilçe olan Korgan’ın belediyesi 1958’de kurulmuştur.

Kumru: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 39.593 olup 10.774’ü ilçe merkezinde, 28.819’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 30 köyü vardır. Yüzölçümü 344 km 2 olup, nüfus yoğunluğu 115’tir. İlçe toprakları dağlıktır. Dağlar Elekçi Deresi ve kolları tarafından derin şekilde parçalanmıştır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, mısır ve fındık olup, az miktarda armut, elma, buğday, arpa, fasulye yetiştirilir. Hayvancılık ve arıcılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun beslenir. Ormancılık gelişmiştir. İlçe gelişmemiş küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 91 km mesafededir. Eski adı Karacaali ve Karaçalı idi. 1960’ta ilçe olan Kumru’nun belediyesi aynı sene kurulmuştur.

Mesudiye: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 22.786 olup, 4047’si ilçe merkezinde, 18.739’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 38, Topçam bucağına bağlı 13, Yeşilce bucağına bağlı 7 köyü vardır. Yüzölçümü 1180 km 2 olup, nüfus yoğunluğu 19’dur. İlçe toprakları dağlıktır. Doğusunda Giresun Dağları, batısında Canik Dağları yer alır. Başlıca akarsuyu Melet Çayıdır. Yüzölçümü bakımından en geniş ilçedir.

Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri arpa, buğday ve patates olup, ayrıca az miktarda elma, fındık, armut ve mısır yetiştirilir. Köylerde tavukçuluk, arıcılık, sığır besiciliği, el sanatları konularında özendirici çalışmalar yapılmaktadır. İlçe merkezi Melet Çayı Vadisi'nde kurulmuştur. Ordu-Sivas karayolu 1 km batısından geçmektedir. İl merkezine 113 km mesafededir. Eski ismi Hamidiye’dir. İlin en az nüfuslu ilçesidir. Belediyesi 1855’te kurulmuştur.

Perşembe: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 44.128 olup, 9963’ü ilçe merkezinde, 34.165’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 38 köyü vardır. Yüzölçümü 226 km 2 olup, nüfus yoğunluğu 195’tir. Hafif engebeli düzlüklerden meydana gelen ilçe topraklarının büyük kısmı bir yarımada üzerindedir. Ekonomisi tarım ve balıkçılığa dayalıdır.

Başlıca tarım ürünleri, mısır, fındık patates, elma, armut olup, ayrıca az miktarda soya fasulyesi ve çay yetiştirilir. İç kesimlerdeki yaylalarda küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. Balıkçılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. İlçe merkezi, Perşembe Koyunda kurulmuştur. Eski adı Vona idi. Samsun-Ordu kıyı yolu ilçeden geçer. İl merkezine 18 km mesafededir. 1945’te ilçe olan Perşembe’nin belediyesi 1922’de kurulmuştur.

Ulubey: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 37.698 olup 10.116’sı ilçe merkezinde 27.582’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 30 köyü vardır. İlçe topraklarını Canik Dağları engebelendirir. Dağlar kayın, köknar ve ladin ormanları ile kaplıdır. Başlıca akarsuyu Melet Çayıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, fındık, patates ve fasulye olup, ayrıca az miktarda elma ve armut yetiştirilir. Hayvancılık ve ormancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. İlçe merkezi, Ordu-Sivas karayolu üzerinde yer alır. İl merkezine 22 km mesafededir. Fazla gelişmemiş bir yerleşim merkezidir. 1958’de ilçe olan Ulubey’in belediyesi aynı sene kurulmuştur.

Ünye: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 109.139 olup, 42.836’sı ilçe merkezinde 66.303’ü köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları, orta yükseklikte ve kıyıya doğru alçalan dağlardan meydana gelmiştir. Dağların yüksekliği 1.500 metreyi geçmez. Başlıca akarsuları Akçay, Cudi Deresi ve Ceviz Deresidir. Kıyıları genelde düzdür. Yüksek kesimleri kayın ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi tarım ve sanayiye dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, fındık, elma, patates ve armuttur. Hayvancılık ve balıkçılık gelişmiştir. Fındık kırma atölyeleri ve çimento fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında demir cevheri yatakları vardır. İlçe merkezi, Taşhane Burnu üzerinde kurulmuştur. Amasya-Erzincan karayolu Akkuş üzerinden gelerek, Samsun, Ordu sahil yolu ile ilçe merkezinde birleşir. İl merkezine 77 km mesafededir. Gelişmiş bir yerleşim merkezidir. Belediyesi 1877’de kurulmuştur.

Tarihi eserler ve turistik yerleri

Ordu tabii güzellikleri, tarihi eserleri, güzel kıyıları, içme ve kaplıcaları ile şirin bir ilimizdir.

İbrahim Paşa Camii: 1800 senesinde İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Orta cami adıyla da bilinir. Düz çatılı olup mimari özelliği bulunmayan yapının orjinal mihrabı Selimiye Camiine taşınmıştır. Minaresi çift şerefelidir.

Hamidiye Camii: kaymakam Cerdanzade Mir Mehmed Ali Bey tarafından 1891’de yaptırılmıştır. Hükümet Camii adıyla bilinir. Çifte minarelidir.

Yalı Camii: Şehrin ilk kuruluş zamanında yapılan caminin yanması üzerine 1894’te Hacı Hasan Efendi tarafından yeniden yapılmıştır. Deniz kıyısında olup Aziziye Camii olarak da bilinir.

Selimiye Camii: 1926’da başlanan cami ancak 1956’da ibadete açılabilmiştir. Mihrabı Selçuklu bezeme sanatının bir örneğidir.

Eskipazar harabeleri: Eskipazar köyünde bulunan bir cami ve iki hamam harabeleri Hacı Emiroğulları Beyliğinden kalmıştır. Bölgedeki en eski Türk yapıları olan bu tarihi eserler çok yıkık vaziyettedir. Bu köyün eski ismi Bayramlı Kasabasıdır.

Eski eserler

Hoynat Kalesi; Perşembe ilçesindedir. Eski çağlara aittir. BolamanKalesi: Fatsa yakınındadır.

Ünye Kalesi: Ünye’dedir. Tepe üzerindedir. Tepenin altından geçen suyoluna 400 basamak ile inilir.

Kurtuluş Kalesi: Perşembe ilçesinde olup, sadece temel taşları kalmıştır. Çıngırlı

Kaya: Fatsa’ya 5 km mesafede, Görevi Deresindeki tepe üzerindeki kale kalıntısıdır.

Kevgürk kalesi: Akkuş ilçesine 30 km mesafededir.

Ordu eski kapalı cezaevi: Eski bir kilisedir.

Bozukkale harabeleri: Türklerin fethinden önceki devirlere ait eserlerdir.

Yason harabeleri: Yason burnundaki harabeler, büyük bir şehrin kalıntılarıdır.

Kız Kulesi: Fatsa’dadır.

Manastır ve şato harabeleri: Fatsa’nın Dumlupınar köyündedir.

Süleyman Paşa sarayı harabeleri: Ünye’dedir.

Mesire yerleri: Denizle ormanın birleştiği Ordu ilinin her tarafı mesire yeri özelliğindedir. Sahilleri tabii plaj özelliğindedir. Başlıca mesire yerleri şunlardır:

Boztepe: İl merkezinin güneyinde yer alan Boztepe 450 m yüksekliktedir. Tepeden şehir tamamen görülür. Manzarası çok güzel ve çam ağaçlarıyla kaplıdır.

İnönü mağaraları: Fatsa ilçesinde yalçın ve dik kayaların eteğindedir.

Cambaşı yaylası: İl merkezine 61 km uzaklıkta olup denizden 1850 m yükseklikte bir mesire yeridir. Turistik tesisler vardır. Yaz aylarında çok güzel dinlenme yeridir.

Kaplıca ve içmeler: Ordu, şifalı su kaynakları bakımından da hayli zengindir. Bir kısmında tesis yoktur. Başlıca kaplıcaları şunlardır.

Sarmaşık kaplıcası: Fatsa ilçesine bağlı Bolaman köyündedir. Tesisleri vardır. Banyo ile romatizmal hastalıklar, içilmek suretiyle de mide, barsak ve böbrek hastalıklarına faydalıdır.

Şıhman içmesi: Gölköy ilçesine bağlı Şıhman köyü yakınlarındadır. Tesisleri olmayan içme suyu mide rahatsızlıklarına, idrar yolları ve böbrek hastalıklarına iyi gelir.

Sözlükte “ordu” ne demek?

1. Bir devletin silahlı kuvvelerinin tümü; çok sayıda insan, kalabalık.
2. Bu topluluğun başlıca bölümlerinden her biri.
3. Amaç, nitelik vb. yönlerden benzeyen insanların tümü.

Cümle içinde kullanımı

Bir ordu çocuk, kirazı çabucak bitirdi.

Ordu kelimesinin ingilizcesi

n. army, military, Host
v. knit, plait, weave, hand knit, twine, entwist, build

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.