IFRS nedir?
IFRS, International Financial Reporting Standards kelimelerinin kısaltmasından oluşmuştur. Türkçe Uluslararası Finansal Raporlama Standartları anlamına gelmektedir.
IFRS, işletmelerin finansal tablolarını hazırlarken kullanacağı, global olarak hazırlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarıdır. Bu standartlarda;
• Varlık, yükümlülük, gelir ve gider olarak dikkate alınacak işlem ve hususlar,
• Tüm bunların muhasebede nasıl değerlenmesi / ölçülmesi,
• Finansal tablolarda ne şekilde sunulacağı veİlgili dipnotların kapsamı açıklanmıştır.
Standartları IASB tarafından yayımlanıyor. Standartlar aracılığıyla finansal bilginin, şeffaf, eşit zaman ve şekilde ve tüm yönleriyle kullanıcıya iletilmesi amaçlanıyor.
2002 yılında Avrupa Birliği tarafından, halka açık tüm şirketlerin 2005 yılı mali tablolarında Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) tabi olmalarını gerektiren bir muhasebe düzenlemesini onaylaması sonucunda, tüm dünyada özellikle de Avrupa’da yeni ve karmaşık bir dönem başlamıştır.
Bu değişiklik, doğal olarak Türkiye’yi de derinden etkilemiştir. Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları içinde olan Türkiye’deki düzenleyici kuruluşlarda ardı ardına UFRS’ler ile uyum çalışmalarına başlamışlardır. En son olarak yeni Türk Ticaret Yasa Tasarısının yürürlüğe girmesi ile birlikte UFRS artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası olacaktır.
Bütün bu gelişmeler yakın zamanda UFRS’lere göre finansal tablo hazırlayan işletmelerin sayısı hızla artacağını göstermektedir. Bu durum aynı zamanda mali tablo hazırlayıcılarına ve denetim profesyonellerine de çok iş düşeceğinin göstergesidir. Onlar için yoğun çalışma gerektiren bir süreç başlamaktadır.
Türkiye'de IFRS gelişmeleri
Yeni raporlama standartlarının uygulama alanın hızla genişlerken, ülkemizde 2005 yılından bu yana halka açık firmalar için zorunlu olan IFRS, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ve tüm denetim ve muhasebe standartları ile ilgili konuların Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'nda toplanması ile birlikte farklı bir ivme kazandı.
Yeni TTK, finansal raporlamada IFRS'e atıf yaparak hazırlanmıştır. Bununla paralel olarak, Kanun'daki ilk uygulama tüm sermaye şirketlerinin IFRS kullanımının zorunlu olması yönündeydi.
Bu anlamda finansal raporlamada uluslararası entegrasyonun hızla sağlanacağı beklenirken, yapılan ani bir düzenleme ve vahim bir karar ile bağımsız denetime tabi olacak şirketleri belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu'na bırakılmış ve bağımsız denetim kapsamı dışında kalan firmalar için lokal raporlama standartlarının kullanımı kararlaştırılmıştır.
Bundan daha önemli gelişme ise, bağımsız denetim kapsamındaki şirketlerin de IFRS uygulamasının isteğe bağlı olması yönünde yapılan düzenleme oldu. Dileyen şirketler, TMUSGT gibi herkesin çoktan unutmuşken birden akıllara gelen standartları uygulamaya başladı. Böylece Yeni TTK ile birlikte tüm sermaye şirketlerinin IFRS kullanması beklenirken, yürürlükteki durumdan da neredeyse kötü bir sonucu ortaya çıkaran geriye gidiş oldu.
Özetle, 2005 yılını ülkemizde IFRS'e geçiş konusunda milat kabul edersek, Yeni TTK ile öngörülen ilk düzenlemenin finansal raporlamada çağ atlatması bekleniyordu. Ancak tüm olanlar, bizleri 2005 yılına geri götürdü. Neyse ki, yapılan bu tarihi hatadan vazgeçilerek yeni bir taslak hazırlandı ve geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaşıldı.