Fonlar Nedir? Fonlar Ne demek? – Bilgi Anahtari

Fonlar nedir? (Ekonomi)

Türkiye’de “Fonlar” denilince genellikle bundan kamu fonları anlaşılır. Aslında Kamu Fonları da birer fondurlar. Ancak bunlar özellikle hükümetin bazı gelir ve harcamaları genel bütçe dışında tutması, böylece de bütçe Disiplini’nin bozulması olasılığının doğması açısından önem taşımaktadır. 1980 den sonraki dönemde Türkiye’de Kamu Fonlarının sayı ve hacminde büyük artışlar olmuştur. Hatta bu gelişme karşısında Türk Ekonomisi’ne “Fon Ekonomisi” diyenler çıkmıştır. Fonlar şöyle tanımlanabilir : Belirli amaç veya amaçların gerçekleştirilmesi için belirli gelirlerin toplandığı ve harcamaların yapıldığı, Devlet Bütçesiyle bağlantılı ya da bütünüyle Bütçe – dışı, kamu hesaplarıdır.

Fonun kaynakları, bir defalık veya sürekli olarak Genel ve Katma Bütçelerden sağlanabileceği gibi, tamamen Bütçe – dışı fonlar kendi mevzuatlarında belirtilen gelirlerden finansman sağlarlar. Fonlar kamuya ait ya da yarı-kamusal nitelikteki çeşitli kurum, kuruluş veya vakıflara bağlıdırlar. Bu hesapların kullanımı söz konusu kuruluşlar tarafından yapılır. Fonlar mevzuat, kuruluş ve işleyiş biçimleri, amaçları ve faaliyet alanları, hukuki ve ekonomik yapıları bakımından farklılıklar gösterebilirler. Gelirlerinin Devlet Bütçesi’nden sağlanıp sağlanmadığına göre genellikle Bütçe – İçi Fonlar ve Bütçe – Dışı Fonlar diye ikiye ayrılırlar.

Bütçe içi fonlar

Gelirleri tamamen Bütçe kaynaklarından elde edilen, ancak toplu şekildeki bu ödeneğin çeşitli faaliyetler arasında dağıtım yetkisinin ilgili kuruluşa (yürütme organı) bırakıldığı Fonlara, Bütçe – İçi fon adı verilir. Genellikle Bütçe – içi Fonların ödenekleri maliye ve Gümrük Bakanlığı Bütçesine konulur. Bu Fonların yasal dayanağı Muhasebe-i Umumiye Kanunu’nun Maliye Bütçesi’ne “yedek ödenek” konulmasını ön gören maddeleridir. Bütçe – içi Fonlar’ın diğer ortak özellikleri harcamalarının normal kamu harcamalarıyla aynı mevzuat içinde tutulmaları ve dolayısıyla da Sayıştay denetimine tabi olmalarıdır.

Bütçe-içi Fonların ayrı saymanlıkları yoktur. Bütçe – içi Fonlar, idari, mali ve hukuki yönlerden çok farklı özellikler göstermezler. Bunlar Fon’dan çok, “özel ödenek” biçimlerine benzerler. Buna karşın Bütçeiçi Fonlar yine de bütçe ilkeleri ile uyumlu değildir. Bunlar toplu ödenek tahsisi ve aktarmalar yönüyle, özellikle “giderlerin tahsisi” ilkesiyle çelişmektedirler. Bütçe-içi Fonlara 1970 lerde yaygın olarak başvurulmuştur. Bu tür Fonlara DPT Fonu (1973) ve Selektif Kredi Fonu (1967) örnek gösterilir.

Bütçe dışı fonlar

İkinci grup, Bütçe – Dışı Fonlar’dan oluşmaktadır. Bunlar da şöyle tanımlanabilirler : Kaynaklarını kısmen veya tamamen Devlet Bütçesi’nden karşılayan, ancak büyük çoğunluğu Bütçe dışı gelir kaynaklarına bağlı ve harcamalarını Bütçe Kanunu dışında kendi özel mevzuatlarına göre yapabilen fonlardır. Tanımdan görüleceği gibi bunların bir kısmı gelir kaynakları yönünden yine de Bütçe ile bağlantılıdır. Çünkü Bütçe-Dışı kabul edilmelerine rağmen bazı fonların gelirleri kuruluşunda bir defalık, ya da arada bir alman ödeneklerle kısmen veya tamamen Genel Bütçeden karşılanmaktadır. Bütçeyle az ya da çok bağlantısı olan Fonların da “Bütçe – dışı” diye nitelendirilmesindeki neden, bunların Genel Bütçe Disiplini dışında tutulmalarıdır. Çoğunluğunun gelirleri ise kendi özel kaynaklarından sağlanmaktadır.

Türkiye’de kamu Fonlarıyla ilgili tartışmalarda asıl söz konusu edilenler Bütçe – Dışı Fonlardır. Bu Fonların miktar ve mali boyutlarında büyük artışlar olmuştur. Bazı çalışmalara göre Fonların Bütçe gelirlerine oranı yüzde 10-15 düzeylerine çıkmıştır. Fonlar, Bütçe ilkelerinin dışına çıkılmasına yol açmakta, fakat Yürütme Organlarına, daha esnek davranma, hızlı karar alma ve uygulama ile faaliyetlerinde etkinliği artırma olanağı sağlamaktadır. Ayrıca Bütçe’nin yıllık olması, gelir veya giderlerin birkaç yıla dağılması durumunda (konut, sanayi sitesi, işyeri kredilerinde olduğu gibi) izlemeyi güçleştirmektedir. Fonlar bu yönden de esneklik sağlar. Fonlara karşı yöneltilen en önemli eleştirilerden birisi, bunların normal Bütçe gelir ve giderlerinin tersine, Parlamento denetiminin dışında kalmalarıdır. Parlementoda görüşülmedikleri için de açıklık ve alenilik ilkeleriyle bağdaşmamaktadırlar.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.